|
Bildirim
sürelerine ilişkin düzenleme 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesinde
belirtilmiştir. Kanunda |
“Belirsiz
süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi
gerekir. |
Bildirim
şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat
ödemek zorundadır.” denilmektedir. |
Dikkat
ederseniz kanun maddesinde bildirim süresinin çalışarak veya çalıştırılarak
kullanılabileceği gibi, bildirim süresine ilişkin ücretin peşin ödenebileceği
de belirtilmiştir. Fakat kanunda bildirim süresinin bir kısmının para, bir
kısmının çalışma/çalıştırılma şeklinde ödenebileceğine ilişkin bir hüküm
bulunmamaktadır. |
Kanun
maddesinde böyle bir hüküm bulunmadığı için konuyu Yargıtay kararları
ışığında irdelemek gerekmektedir. Yargıtay kararlarında da kararlılık
kazanmış uygulama ihbar süresinin bölünemeyeceğine ilişkindir. Dolayısıyla
çalışan veya işveren bildirim süresinin bir kısmını para ile kalan kısmını da
çalışma/ çalıştırma şeklinde ödeyemeyecektir. |
İhbar süresinin bölünememe ilkesi yüzünden çalışan
ihbar süresi içinde işten ayrılmak isterse, bu durumda işverene kıdem
süresine bağlı olarak ihbar tazminatı ödemek zorunda kalmaktadır.
Mesela 8 haftalık ihbar süresi içinde çalışan 3. haftanın sonunda iş bulursa
ve işten çıkarsa, işverene 8 haftalık ihbar tazminatı ödeme zorunluluğu
doğar. Bu tazminat tutarından da çalışmış olduğu 3 haftanın tutarı düşülemez. |
İhbar
süresinin bölünemeyeceğine ilişkin örnek Yargıtay kararları: |
|
T.C.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ |
Esas No
: 1995/17657 |
Karar No
: 1995/34215 |
Tarihi :
14.10.1995 |
İlgili
Kanun : 1475 s.K. 13. ve 14. md. |
ÖZÜ :
İhbar önelinin bölünerek kullandırılması olanağı yoktur. İşverence verilen
önel karşılığı tazminatın, toplam ihbar tazminatından mahsubu hatalıdır. |
Davacı
davalıya ait işyerinde 3 yıldan daha fazla bir süre ile hizmet akdiyle
çalışmıştır. Bu süreye göre 1475 sayılı İs Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca 8
haftalık ihbar öneli karşılığı tazminata karar verilmesi gerekir. Yerleşmiş
içtihatlara göre ihbar önelinin bölünerek kullandırılması olanağı yoktur. Bu
durumda işverence verilen önel karşılığı tazminatın toplam ihbar
tazminatından mahsup edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. |
|
T.C.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ |
Esas No
: 1995/17658 |
Karar No
: 1995/34216 |
Tarihi :
14.10.1995 |
İlgili
Kanun : 1475 s.K. 13. ve 14. md. |
ÖZÜ ;
İhbar önelinin bölünmezliği ilkesi dikkate alınarak 8 haftalık önel karşılığı
ihbar tazminatına hükmedilmelidir. İbranamenin baskı sonucu alındığının
kabulü halinde fark kıdem tazminatı hüküm altına alınmalıdır. |
Davacının
davalıya ait işyerinde 3 yıldan fazla bir çalışması olduğu konusunda taraflar
arasında bir uyuşmazlık yoktur. Bu süreye göre davacıya davalı tarafından
verilmesi gereken ihbar öneli 8 haftadır. Oysa dosya içeriğine göre takriben
25 gün ihbar öneli verilmiştir. Bu durumda ihbar önelinin bölünmezliği ilkesi
de dikkate alınmak suretiyle 8 haftalık önel karşılığı ihbar tazminatına
karar verilmesi gerekirken, sanki öneli tam olarak verilmiş gibi düşünülmek
suretiyle ihbar tazminatı isteğinin reddi hatalıdır. |
T.C.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ |
Esas No
: 1992/13194 |
Karar No
: 1993/2492 |
Tarihi :
16.02.1993 |
İlgili
Kanun : 1475 s.K. 13. md. |
ÖZÜ :
İhbar süresinin, kısmen önel olarak verilmesi, kısmen tazminat olarak
ödenmesi, yani bölünerek uygulanması yasaya aykırıdır. |
Davacının
hizmet akdi 26.10.1991 tarihli yazı ile ihbar öneli tanınmak suretiyle
feshedilmiştir. Ne var ki işveren fesih bildirim yazısında is akdinin
31.12.1991 tarihi itibariyle feshedildiğini, kalan ihbar öneline ait ücretin
ise, pesin olarak ödeneceğini bildirmiştir, ihbar önelinin bu şekilde
bölünerek uygulanması 1475 sayılı İs Kanunu'nun 13 üncü maddesinin (A)
bendindeki emredici kurala aykırıdır. Fesih bildirim tarihine ve davacının
hizmet süresine göre ihbar öneli 22.01.1992 tarihinde sona ermektedir. Bu
durumda davacı 01.01.1992 tarihinde yürürlüğe giren tavana göre hesaplanacak
kıdem tazminatı farkına hak kazanacağından, aksine düşünce ile davanın
reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
|
Yorumlar
Yorum Gönder